Bu genç erkekler ebeveynlerinden bağımsızlar.
- Those young men are independent of their parents.
Anlaşma Texas'ı bağımsız hale getirdi.
- The treaty made Texas independent.
Apartmanında tek başına olduğunda, bağımsız hissedersin. Odanda tek başına olduğunda, özgür hissedersin. Yatağında tek başına olduğunda, yalnız hissedersin.
- When you're alone in your apartment, you feel independent. When you're alone in your room, you feel free. When you're alone in your bed, you feel lonely.
Ben daha özgür olmak istiyorum.
- I want to be more independent.
John ailesinden tamamen bağımsız olmak istedi.
- John wanted to be completely independent of his family.
O daha bağımsız olmak istiyor.
- She wants to be more independent.
Tom çok başına buyruktu.
- Tom was very independent.
Oğlum her zaman çok başına buyruktu.
- My son has always been very independent.