İngilizce - Türkçe
a person who is coughed upon teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- coffee
- kahve
Çok susadım. Bir fincan kahve istiyorum.
-I am thirsty. I would like to have a cup of coffee.
Onunla kahve dükkanında buluşmaya söz verdi.
-She promised to meet him at the coffee shop.
- coffee
- {i} kahverengi
- coffee
- kıraathane
- coffee
- kahvehane
Klima tamir altında iken kahvehane kapalıdır.
-The coffee shop is closed while the air conditioning is under repair.
Yerel kahvehane dükkanının yerini bir Starbucks aldı.
-The local coffee shop was replaced by a Starbucks.
- coffee
- çaydanlık
Tom bir çaydanlık kahve yaptı.
-Tom made a pot of coffee.
- coffee
- coffee cup alafranga kahve fincanı
- coffee
- Coffea arabica
- coffee
- coffee break ABD çalışma esnasında verilen kahve veya çay molası
- coffee
- coffee cake kahvaltı pastası
- coffee
- coffee bean kahve çekirdeği
- coffee
- coffee grounds kahve telvesi
İlgili Terimler
İngilizce - İngilizce
a person who is coughed upon teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı
- coffee
a person who is coughed upon
Heceleme
a per·son who I·s coughed up·onTürkçe nasıl söylenir
ı pırsın hu îz kôft ıpänTelaffuz
/ə ˈpərsən ˈho͞o əz ˈkôft əˈpän/ /ə ˈpɜrsən ˈhuː ɪz ˈkɔːft əˈpɑːn/
Resimler
Favoriler