a person who is confined; especially a prisoner of war

listen to the pronunciation of a person who is confined; especially a prisoner of war
İngilizce - Türkçe

a person who is confined; especially a prisoner of war teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

captive
{i} esir

Bu belirsiz zamanlarda yaşamada, esnek olmak ve geleneksel değerlere esir olmamak gerekmektedir. - In living through these uncertain times, it is necessary to be flexible and not be a captive to traditional values.

Bütün esirleri öldür. - Kill all the captives.

captive
tutsak
prisoner
tutsak

Kendinizi benim tutsaklarım olarak düşünün. - Consider yourselves my prisoners.

Grant, 14.000 tutsak aldı. - Grant took 14,000 prisoners.

captive
savaş esiri
captive
köle
captive
kapatılmış
captive
emir
captive
tutsak edilmiş
captive
{s} baskı altında
captive
{s} esir düşmüş
captive
{s} kısıtlanmış
captive
{i} mahkum
prisoner
{i} mahpus

Tom bir yerde mahpus tutuluyor. - Tom is being held prisoner somewhere.

prisoner
(isim) tutuklu, hükümlü, mahpus, esir, tutsak
İngilizce - İngilizce
prisoner
captive
a person who is confined; especially a prisoner of war