a person who is below the legal age of responsibility or accountability

listen to the pronunciation of a person who is below the legal age of responsibility or accountability
İngilizce - Türkçe

a person who is below the legal age of responsibility or accountability teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

minor
yardımcı
minor
{i} üniversitede ikinci branş
minor
ikinci derecede olan
minor
(İnşaat) azınlık

Azınlık haklarını korumalıyız. - We have to stand up for minority rights.

Yeni yasa dini azınlıkları oy verme haklarından mahrum edecek. - The new law will deprive religious minorities of their right to vote.

minor
ufak

Tom ufak bir kazaya karıştı. - Tom was involved in a minor accident.

Dan ufak yaralarla kurtuldu. - Dan survived with minor injuries.

minor
(Ticaret) daha önemsiz
minor
küçük

Bir avukatın zor bir durumda küçük konularda bile her taşın altına bakması ve aynı konuda sonuca ulaşmak için ısrarla belirtmesi önemlidir. - It is important that a lawyer should leave no stone unturned even on minor points and harp on the same subject to achieve a break through in an impasse.

Giremezsin, çünkü sen bir küçüksün. - Because you're a minor, you can't enter.

minor
minör
minor
ikincil
minor
ergin olmayan çocuk
minor
daha küçük
minor
üniversitede ikinci branşa ait
minor
{i} ergin olmayan kimse, rüştünü ispat etmemiş kimse
minor
kücük
minor
rüştünü ispat etmemiş kimse
minor
rüştünü ispat etmemiş
minor
{s} reşit olmayan

Almanya'da 18 yaşından küçükseniz reşit olmayan bir kimsesinizdir. - In Germany you're a minor if you're younger than 18 years old.

Reşit olmayan birinin refahını tehlikeye düşürdüğünüz için tutuklusunuz. - You're under arrest for endangering the welfare of a minor.

minor
önemi az
minor
{i} (üniversitede) yardımcı branş. 3
minor
(Tıp) Küçük (Parvus'un komparatif şekli), minoris
İngilizce - İngilizce
minor
a person who is below the legal age of responsibility or accountability

    Heceleme

    a per·son who I·s be·low the le·gal age of re·spon·si·bi·li·ty or ac·count·a·bi·li·ty

    Türkçe nasıl söylenir

    ı pırsın hu îz bilō dhi ligıl eyc ıv rispänsıbîlıti ır ıkauntıbîlîti

    Telaffuz

    /ə ˈpərsən ˈho͞o əz bēˈlō ᴛʜē ˈlēgəl ˈāʤ əv rēˌspänsəˈbələtē ər əˈkountəbələtē/ /ə ˈpɜrsən ˈhuː ɪz biːˈloʊ ðiː ˈliːɡəl ˈeɪʤ əv riːˌspɑːnsəˈbɪlətiː ɜr əˈkaʊntəbɪlɪtiː/