a person under the age of legal competence

listen to the pronunciation of a person under the age of legal competence
İngilizce - Türkçe

a person under the age of legal competence teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

minor
yardımcı
minor
{i} üniversitede ikinci branş
minor
ikinci derecede olan
minor
(İnşaat) azınlık

Kadınlar bir azınlık değildir. - Women are not a minority.

Küçük ama sesli bir azınlık, toplantının kesilmesine yol açtı. - A small, but vocal minority, disrupted the meeting.

minor
ufak

Sergi ufak bir skandala neden oldu. - The exhibition caused a minor scandal.

Dan ufak yaralarla kurtuldu. - Dan survived with minor injuries.

minor
(Ticaret) daha önemsiz
minor
küçük

Bana babamın servetinden küçük bir pay verildi. - I was given a minor share of my father's wealth.

Giremezsin, çünkü sen bir küçüksün. - Because you're a minor, you can't enter.

minor
minör
minor
ikincil
minor
ergin olmayan çocuk
minor
daha küçük
minor
üniversitede ikinci branşa ait
minor
{i} ergin olmayan kimse, rüştünü ispat etmemiş kimse
minor
kücük
minor
rüştünü ispat etmemiş kimse
minor
rüştünü ispat etmemiş
minor
{s} reşit olmayan

Almanya'da 18 yaşından küçükseniz reşit olmayan bir kimsesinizdir. - In Germany you're a minor if you're younger than 18 years old.

Reşit olmayanlar buraya giremez. - Minors can't come in here.

minor
önemi az
minor
{i} (üniversitede) yardımcı branş. 3
minor
(Tıp) Küçük (Parvus'un komparatif şekli), minoris
İngilizce - İngilizce
minor
a person under the age of legal competence

    Heceleme

    a per·son un·der the age of le·gal com·pe·tence

    Türkçe nasıl söylenir

    ı pırsın ʌndır dhi eyc ıv ligıl kämpıtîns

    Telaffuz

    /ə ˈpərsən ˈəndər ᴛʜē ˈāʤ əv ˈlēgəl ˈkämpətəns/ /ə ˈpɜrsən ˈʌndɜr ðiː ˈeɪʤ əv ˈliːɡəl ˈkɑːmpətɪns/