a person from a country that currently or formerly controls another teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- colonial
- {s} sömürge
Amerika ve diğer sömürgeci güçler, Rus Devrimi'nin sonunu umut ettiler.
-America and other colonial powers hoped for the end of the Russian Revolution.
Onun aşırı sömürge zihniyeti var. O, İspanyol kültürü için deli oluyor.
-She has extreme colonial mentality. She is crazy for Spanish culture.
- colonial
- sömürgeci
Eğer bu ideoloji ırkçı, sömürgeci ve adaletsizse, o zaman söylenmesi gereken şey budur. Dobra dobra konuşmak zorundasın.
-If this ideology is racist, colonialist, and unjust, then I think that's what it must be called. You have to call a spade a spade.
Öyle ironik ki, tüm zamanların en sömürgeci ülkelerden biri, Buenos Aires'i sömürgeci olmakla suçluyor.
-It is ironic that one of the most colonialist countries of all times accuses Buenos Aires of being colonialist!
- colonial
- sömürgeye ait
- colonial
- sömürgeyle ilgili
- colonial
- {s} (anayurdundan ayrı) bir kolonide yaşayana özgü
- colonial
- koloni halinde yaşayan
- colonial
- {s} koloni ile ilgili
- colonial
- {s} eskiden sömürge olan eyaletlerle ilgili
- colonial
- (isim) sömürgede oturan kimse
- colonial
- {i} sömürgede oturan kimse
- colonial
- sömürge ile ilgili
- colonial
- sömürgede yaşamış kimse
- colonial
- {s} kolonyal (sanat, mimari v.b.)
İlgili Terimler
a person from a country that currently or formerly controls another teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı
- colonial