a period of time without wind

listen to the pronunciation of a period of time without wind
İngilizce - Türkçe

a period of time without wind teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

calm
sakinleştirmek

Leyla, Sami'yi sakinleştirmek için elinden geleni yaptı. - Layla did her best to calm Sami down.

Tom'u sakinleştirmek için elimden gelenin en iyisini yaptım. - I did my best to calm Tom down.

calm
{i} sakinlik

Bir fırtınadan sonra sakinlik gelir. - After a storm comes the calm.

Deniz sakinlikten uzak. - The sea is far from calm.

calm
{s} serinkanlı
calm
{s} sakin

Sakin bir kış akşamıydı. - It was a calm winter evening.

Bu gibi durumlarda sakin kalmak en iyisidir. - In situations like these, it's best to remain calm.

calm
{s} soğukkanlı

Tom, baskı altındayken bile soğukkanlı, sakin ve aklı başında. - Tom's cool, calm, and collected, even under pressure.

calm
{s} durgun
calm
{i} sükûnet, durgunluk, dinginlik
calm
{f} yatıştırmak, sakinleştirmek; yatışmak, sakinleşmek
period of time
zaman periyodu
period of time
süre

O belirsiz bir süre için bir akıl hastanesine gönderildi. - She was sent to a psychiatric hospital for an indefinite period of time.

Birçoğu sömürgeciliğin egemenliği altında uzun bir süre baskı ve sefaletten çekmiştir. - Many have suffered oppression and misery for a long period of time under the rule of colonialism.

calm
huzur

Ancak, grev huzurlu olmamıştı ve Aziz Martin Luther King, Jr her iki taraftan sabırlı ve sakin olmasını rica etti. - The strike had not been peaceful, however, and Rev. Martin Luther King, Jr. begged both sides to be patient and calm.

calm
(deniz) durgunluk
period of time
zaman dilimi
calm
{s} arsız
a period of
bir dönemi
calm
{s} esintisiz
calm
sakin/durgu
calm
{s} endişesiz
calm
sukunet
calm
asude
calm
(fiil) sakinleştirmek, yatıştırmak, teskin etmek
calm
(sıfat) endişesiz, gürültüsüz, sakin, durgun, serinkanlı, dingin, ağırbaşlı, huzurlu, esintisiz, arsız, soğuk, soğukkanlı
calm
{s} gürültüsüz
İngilizce - İngilizce
calm
period of time
an amount of time; "a time period of 30 years"; "hastened the period of time of his recovery"; "Picasso's blue period"
period of time
{i} amount of time, length of time
period of time
a while
a period of time without wind

    Heceleme

    a pe·ri·od of time with·out wind

    Türkçe nasıl söylenir

    ı pîriıd ıv taym wîdhaut waynd

    Telaffuz

    /ə ˈpərēəd əv ˈtīm wəᴛʜˈout ˈwīnd/ /ə ˈpɪriːəd əv ˈtaɪm wɪðˈaʊt ˈwaɪnd/