a people or place adjoining

listen to the pronunciation of a people or place adjoining
İngilizce - Türkçe

a people or place adjoining teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

neighborhood
mahalle

Chris Kate'i tuhaf bir çocukla mahallede yürürken fark etti. - Chris noticed Kate walking through the neighborhood with a strange boy.

Tom sessiz bir mahallede yaşıyor. - Tom lives in a quiet neighborhood.

neighborhood
{i} muhit

Tom kesinlikle bu muhitten değil. - Tom is definitely not from this neighborhood.

Tom Mary'ye Boston'da fakir bir muhitte büyüdüğünü söyledi. - Tom told Mary that he grew up in a poor neighborhood in Boston.

neighborhood
{i} çevre

Onun evi benimkinin çevresindedir. - Her house is in the neighborhood of mine.

Ben bu çevreyi bilirim. - I am familiar with this neighborhood.

neighborhood
komşuluk
neighborhood
(Bilgisayar) komşuluk bölgesi
neighborhood
havali
neighborhood
yakın komşular
neighborhood
yöre
neighborhood
kolukomşu
neighborhood
{i} merkezi yer
neighborhood
{i} komşuluk ilişkileri
neighborhood
{i} civar

Okulun civarında yaşıyoruz. - We live in the neighborhood of the school.

neighborhood
in the neighborhood of a hundred kilo meters yaklaşık olarak yüz kilometre
neighborhood
{i} semt

Sessiz bir semtte yaşıyorum. - I live in a quiet neighborhood.

Bütün semti rahatsız ediyorsun. - You're disturbing the whole neighborhood.

neighborhood
{i} komşular

Bill kendi büyük arabasıyla komşularına karşı övünür. - Bill boasts of owning the biggest car in the neighborhood.

İngilizce - İngilizce
{n} neighborhood
a people or place adjoining

    Heceleme

    a peo·ple or place ad·join·ing

    Türkçe nasıl söylenir

    ı pipıl ır pleys ıcoynîng

    Telaffuz

    /ə ˈpēpəl ər ˈplās əˈʤoinəɴɢ/ /ə ˈpiːpəl ɜr ˈpleɪs əˈʤɔɪnɪŋ/