Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
İngilizce - Türkçe
a pattern of area foxing; may be described as light or dark, even or uneven teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- stain
- şaibe
- stain
- leke
Bu lekeyi çıkarmak zor olacak.
-It's going to be difficult to remove this stain.
Kahve lekesini çıkarmak zordu.
-The coffee stain was difficult to remove.
- stain
- lekelemek
- stain
- lekelenmek
- stain
- {f} leke olmak
- stain
- (fiil) lekelemek, leke yapmak, kirletmek, boyamak, renklendirmek, kirlenmek, leke olmak, boyanmak
- stain
- {i} kir
- stain
- {i} ağaca renk verme
- stain
- {f} kirlenmek
- stain
- leke sürmek lekelenmek
- stain
- {i} boya
Dudaklarım kalamar mürekkebi ile boyandığı için o bana gülüyor.
-He's laughing at me because my lips are stained with squid ink.
Tom'un gömleğinin önü bir kurşun yarasından kan ile boyandı.
-The front of Tom's shirt was stained with blood from a gunshot wound.
- stain
- tahtaya renk vermek
- stain
- {f} lekele
Bu kumaş kolayca lekelenir.
-This fabric stains easily.
Ellerim boya ile lekelendi.
-My hands are stained with paint.
- stain
- {f} (kimyasal maddeyle) koyulaştırmak
- stain
- {f} renklendirmek
- stain
- {f} leke yapmak
- stain
- (Tekstil) leke; lekelemek, kirletmek
- stain
- {i} koyulaştırıcı kimyasal madde
İlgili Terimler
İngilizce - İngilizce
a pattern of area foxing; may be described as light or dark, even or uneven teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı
- stain
a pattern of area foxing; may be described as light or dark, even or uneven
Heceleme
a pat·tern of ar·e·a foxing; May be de·scribed as light or dark, e·ven or un·e·venTelaffuz
Resimler
Geçmiş
Favoriler