Ne kadar zor bir şey, sevmek ve akıllı olmak, ve her ikisi birden.
- How difficult a thing it is, to love, and to be wise, and both at once.
Hayattaki en büyük mutluluk sevmek ve sevilmek.
- It is the greatest happiness in life to love and to be loved.
Aşkın kör olduğunu söylüyorlar.
- They say love is blind.
Aşk onu rüyalarında görmektir.
- Love is seeing her in your dreams.
Anne sevgisi en muhteşem şeydir.
- Maternal love is the greatest thing.
Sevgiden daha pahalı bir şey yoktur.
- There's nothing more expensive than love.
Onun sevgilisi İngiliz hükümeti için çalışan bir casus.
- Her lover is a spy working for the British government.
Sevgilim beni sevmiyor.
- My lover doesn't love me.
Yaramaz oğul, babasını sevdi.
- The mischievous son loved his dad.
O, benim erkek arkadaşım değil, sadece yararı olan platonik aşk.
- He's not my boyfriend, it's just platonic love with benefits!
Âşık olmak için çok gençsin.
- You are too young to be in love.
Sana âşık olmaktan kendimi alamadım.
- I couldn't help but fall in love with you.
Biz komşularımızı sevmeliyiz.
- We should love our neighbors.
Cennette sevmek için bekleyebilirim.
- I can wait to love in heaven.