a particular geographic region

listen to the pronunciation of a particular geographic region
İngilizce - Türkçe

a particular geographic region teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

area
alan

O, alanı elininin arkası gibi bilir. - He knows the area like the back of his hand.

Burada oturanların bu alandan geçmelerine izin verilmedi. - It was not permitted that the inhabitants trespass in the area.

area
{i} bölge

Bölgenizdeki ortalama bir evin değeri nedir? - What is the value of an average home in your area?

Bu bölgede çok az kitapçı var. - There are few bookstores in this area.

area
saha

Ürünlerin için bir konferans salonu sahası kurmak istiyorsan lütfen bana hemen bildir. - Please let me know immediately if you would like to set up an area of the conference room for your products.

Bu alan, bir futbol sahası kadar büyük. - This area is as big as a football pitch.

area
civar

Bu civardaki en başarılı askerin adını biliyor musun? - Do you know the name of the most successful military man from this area?

Gördüğüm kadarıyla bu civarda yaya trafiği pek yok. - There is not a lot of foot traffic in this area so far as I have seen.

area
yöre
area
(Matematik) yüzölçü
area
yüzey
area
boşluk
area
(İnşaat) alan, yer
area
{i} 1. alan, saha; bölge, mıntıka; civar, yöre: We will use that meadow as a parking area. O çayırı park alanı olarak kullanacağız. There are a
area
{i} harekât bölgesi
area
(Anatomi) alan,saha örn: area poplitea
area
mesaha
area
{i} bodrum girişi
area
{i} yüzölçümü
area
alan, saha; bölge, mıntıka; civar, yöre: We will use that meadow as a parking area. O çayırı park alanı olarak kullanacağız. There are a
İngilizce - İngilizce
area
a particular geographic region

    Heceleme

    a par·ti·cu·lar ge·o·gra·phic re·gion

    Türkçe nasıl söylenir

    ı pırtîkyılır ciıgräfîk ricın

    Telaffuz

    /ə pərˈtəkyələr ˌʤēəˈgrafək ˈrēʤən/ /ə pɜrˈtɪkjəlɜr ˌʤiːəˈɡræfɪk ˈriːʤən/