Tom her zaman çantasında bir harita ve pusula taşır.
- Tom always carries a map and compass in his bag.
Dinsiz bir toplum, pusulasız bir gemi gibidir.
- A society without religion is like a ship without a compass.
Pergelle bir daire çizdim.
- I drew a circle with compasses.
Babam bana bir çift eldiven aldı.
- Father bought me a pair of gloves.
Bu makinelerle çalıştığında bir çift deri eldiven bir zorunluluktur.
- A pair of leather gloves is a must when you work with these machines.