Birtakım nüfuz sahibi arkadaşlarım var.
- I have a number of influential friends.
Tom, kendi veda yemeğinde birtakım müstehcen espriler yaptı ve bazı meslektaşları bundan rencide oldu.
- Tom told a number of off-colour jokes at his farewell dinner, and some of his colleagues were offended.
Bugün birkaç öğrenci eksik.
- A number of students are absent today.
Birkaç yolcu yaralandı.
- A number of passengers were injured.
Ordu savaş sırasında bir dizi görkemli eylemlerde yer aldı.
- The army was involved in a number of brilliant actions during the battle.
O, bir dizi heyecanlı dedektif hikâyesi yazdı.
- He has written a number of exciting detective stories.
Bir miktar kitap çalındı.
- A number of books were stolen.
Meclis üyesi bir miktar tartışmalı önerge sundu.
- The councilor tabled a number of controversial motions.
Birkaç yolcu yaralandı.
- A number of passengers were injured.
Bugün birkaç öğrenci eksik.
- A number of students are absent today.
Yaşayanların sayısı ölülerinkinden daha azdı.
- The number of the living was smaller than that of the dead.
Şehirde çalışan arabaların sayısı arttı.
- The number of cars running in the city has increased.
I spoke with a number of them about it.
A number of people have commented on it.
... of zero. We have a number of steps that are already in motion, and several more that we ...
... as the number of papers you get accepted ...