a number of a chemical reaction

listen to the pronunciation of a number of a chemical reaction
İngilizce - Türkçe

a number of a chemical reaction teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

order
{f} sipariş vermek

Sipariş vermek ister misiniz? - Would you like to order?

Sipariş vermek istediğinizde bana söyleyin. - Tell me when you'd like to order.

order
{i} sipariş

Kitabı ABD'deki yayıncıdan sipariş verdi. - He ordered the book from the publisher in the United States.

Onun siparişi pastırma ve yumurtadır. - Bacon and eggs is his order.

order
{i} şeref rütbesi
a number of
bir kaç
order
{i} dizi
order
(Biyoloji,Gıda) takım

Yarışa katılmak için yeni bir takım kuruldu. - A new team was formed in order to take part in the race.

Tom bütün takımlarını sipariş üzerine yaptırdı. - Tom had all of his suits made to order.

order
{i} paso
a number of
birtakım

Birtakım nüfuz sahibi arkadaşlarım var. - I have a number of influential friends.

Tom, kendi veda yemeğinde birtakım müstehcen espriler yaptı ve bazı meslektaşları bundan rencide oldu. - Tom told a number of off-colour jokes at his farewell dinner, and some of his colleagues were offended.

order
buyrultu
order
düzenini sağlamak
order
düzensiz

Uçağın kontrolleri düzensizdi. - The controls of the plane were out of order.

Onun odası her zaman düzensizdir. - His room is always out of order.

order
(Kanun) hükmetmek
a number of
birkaç

Tom ve Mary birkaç kez birlikte yüzmeye gittiler. - Tom and Mary have gone swimming together a number of times.

Bugün birkaç öğrenci eksik. - A number of students are absent today.

order
durum

Odasını her zaman iyi durumda tutar. - She always keeps her room in good order.

Sami'nin SUV'u mükemmel çalışır durumda. - Sami's SUV is in perfect working order.

order
ısmarlama

Ben bunu ısmarlamadım. - I did not order this.

Tom ne ısmarlayıp ısmarlamayacağına karar veremiyor. - Tom can't decide what to order.

order
rütbe
order
havale

Onu Boston'dan posta havalesi ile aldım. - I got it mail order from Boston.

order
sınıf

Çocuklara sınıfta yüksek sesle konuşmamalarını emretti. - He ordered the boys not to shout in the classroom.

O sınıfı geçmek için biraz ekstra kredi çalışması yaptım. - I did some extra credit work in order to pass that class.

order
tertip
a number of
Bir dizi

Ordu savaş sırasında bir dizi görkemli eylemlerde yer aldı. - The army was involved in a number of brilliant actions during the battle.

O, bir dizi heyecanlı dedektif hikâyesi yazdı. - He has written a number of exciting detective stories.

a number of
bir miktar

Tom'un bilgisayarı çöktü ve o bir miktar önemli belgeleri kaybetti. - Tom's computer crashed and he lost a number of important documents.

Meclis üyesi bir miktar tartışmalı önerge sundu. - The councilor tabled a number of controversial motions.

order
(n) sipariş
order
{i} cins, çeşit
order
(Mukavele) talep, sipariş; düzenleme; emir
order
(Tekstil) ısmarlamak, sipariş etmek
İngilizce - İngilizce
order
a number of
Several of

I spoke with a number of them about it.

a number of
Several

A number of people have commented on it.

a number of
several, numerous, many
a number of a chemical reaction

    Heceleme

    a num·ber of a che·mi·cal re·ac·tion

    Türkçe nasıl söylenir

    ı nʌmbır ıv ı kemıkıl riäkşın

    Telaffuz

    /ə ˈnəmbər əv ə ˈkeməkəl rēˈaksʜən/ /ə ˈnʌmbɜr əv ə ˈkɛməkəl riːˈækʃən/