Tom hayaletlerin var olduğuna inanmıyor.
- Tom doesn't believe that ghosts exist.
Tom hayaletlere inanmıyor.
- Tom doesn't believe in ghosts.
Mary bir hayalet ya da ruhu sırtına dokunmuş gibi hissetti.
- Mary felt as if a ghost or spirit had touched her back.
Gerçekten bir hortlak gördüm.
- I actually saw a ghost.
Benim yatağım büyük ve hortlaklar gelir ve gün boyunca onun üzerinde uyur.
- My bed is large, and ghosts come and sleep on it during the day.
Before all else, we speak to the land to the ghosts and spirits of this place known to many as pixies, fairies, brownies, or elfs. (Math Jones).