a movement into or inward

listen to the pronunciation of a movement into or inward
İngilizce - Türkçe

a movement into or inward teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

entering
{i} girme

Bir üniversiteye girme hayatımın amacı değil. - Entering a university is not the purpose of my life.

Efsaneye göre bu ormanda bir zamanlar hayalatler varmış, o yüzden de insanlar girmezlermiş. - According to legend, those woods used to be haunted, so people would avoid entering.

entrance
(Tıp) entrans
entrance
başlangıç
entrance
girme

Bugün giriş sınavına girmek zorundayım. - I have to take the entrance examination today.

Gelecek yıl giriş sınavlarına girmek zorundayım. - I have to take the entrance exams next year.

entrance
{f} ilgi uyandır
entrance
kapı

Giriş kapısı kilitli olduğu için biz eve giremedik. - Because the entrance was locked, we couldn't enter the house.

entrance
giriş yeri
entrance
esritmek
entering
giriş

Buraya girişiniz yasaklandı. - You are banned from entering this place.

entering
(isim) girme
entrance
{i} atılma
entrance
giriş ücreti
entrance
{i} sahneye çıkma
entrance
büyüle

Tom Mary'nin şarkı söylemesinden büyülendi. - Tom was entranced by Mary's singing.

Ben sadece onun yüzünün güzelliği tarafından büyülendim. - I was simply entranced by the beauty of her face.

entrance
giriş hakkı
entrance
(fiil) büyülemek, mest etmek, hayran bırakmak, kendinden geçirmek
entrance
(Tıp) Giriş, giriş lyeri
entrance
{i} giriş yeri, giriş kapısı, giriş
İngilizce - İngilizce
entrance
entering
a movement into or inward

    Heceleme

    a move·ment in·to or in·ward

    Türkçe nasıl söylenir

    ı muvmınt întı ır înwırd

    Telaffuz

    /ə ˈmo͞ovmənt əntə ər ˈənwərd/ /ə ˈmuːvmənt ɪntə ɜr ˈɪnwɜrd/