a moulding used to hold a piece of glass in a sash

listen to the pronunciation of a moulding used to hold a piece of glass in a sash
İngilizce - Türkçe

a moulding used to hold a piece of glass in a sash teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

stop
eğlenmek
stop
konaklamak
stop
(Bilgisayar) durdurur

Tom, onu durdurur musun? - Tom, will you stop that?

Bana öyle bakmayı durdurur musun? - Would you stop looking at me like that?

stop
ara

Girişte bir araba durdu. - A car stopped at the entrance.

Tom arabaya yakından bakmak için durdu. - Tom stopped to take a close look at the car.

stop
tapa

Bu tapa şişeye uymaz. - This stopper does not fit the bottle.

stop
mani olmak
stop
tevakkuf etmek
stop
durdurma

Jane çikolataya olan tutkusunu durdurmalıdır. - Jane must stop giving way to her desire for chocolate.

Onu durdurmaya çalıştım, ama beni geride bıraktı. - I tried to stop him, but he left me behind.

stop
tıkamak
stop
durdurmak

John bu günlerde çok içiyor. Biz onu artık içmemesi için durdurmak zorundayız. - John drinks too much these days. We have to stop him from drinking any more.

Tom döğüşü durdurmak için kesinlikle hiçbir girişimde bulunmadı. - Tom certainly made no attempt to stop the fight.

stop
bitmek
stop
önlemek
stop
durma

Benim bu saatim asla durmaz. - This watch of mine never stops.

Yağmurun durmasını bekleyelim. - Let's wait for the rain to stop.

stop
{i} duraksama
stop
{f} savmak
stop
{i} stop etme
stop
{f} kesilmek
stop
{i} istasyon

Tren o istasyonda durmaz. - The train doesn't stop at that station.

Bu tren tüm istasyonlarda durur. - This train stops at all stations.

stop
{i} mola; duraklama
stop
{i} duraklama
İngilizce - İngilizce
stop
a moulding used to hold a piece of glass in a sash

    Heceleme

    a mould·ing used to hold a piece of glass in a sash

    Türkçe nasıl söylenir

    ı mōldîng yuzd tı hōld ı pis ıv gläs în ı säş

    Telaffuz

    /ə ˈmōldəɴɢ ˈyo͞ozd tə ˈhōld ə ˈpēs əv ˈglas ən ə ˈsasʜ/ /ə ˈmoʊldɪŋ ˈjuːzd tə ˈhoʊld ə ˈpiːs əv ˈɡlæs ɪn ə ˈsæʃ/