a mock fight made on horseback, a tilt

listen to the pronunciation of a mock fight made on horseback, a tilt
İngilizce - Türkçe

a mock fight made on horseback, a tilt teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

just
sadece

Biletler, alındığı gün de dahil olmak üzere sadece iki gün geçerlidir. - Tickets are valid for just two days, including the day they are purchased on.

Bizim bu evimiz sadece yeniden dekore edildi ve altı aylığına burada yaşamadık. - This house of ours has just been redecorated, and we haven't lived here for sixth months.

just
henüz

Yolculuk henüz başladı. - The journey has just begun.

Eğer henüz yemek yediysen, yüzmesen iyi olur. - You'd better not swim if you've just eaten.

just
{s} tam

Dükkan tiyatronun tam karşısında. - The store is just across from the theater.

Muayene odasından tam ayrılırken doktor hoşça kal diyerek elini salladı. - Just as we were leaving the exam room the doctor waved his hand saying, 'bye-bye'.

just
{s} yerinde

Ben onu ararken sadece bir dakika yerinde kal. - Just stay put for a minute while I look for him.

Bence Tom'un öfkesi sadece bir savunma mekanizması; Yerinde olsam şahsen bunu kabul etmezdim. - I think Tom's anger is just a defense mechanism; I wouldn't take it personally if I were you.

just
gücü gücüne
just
zar zor

Tom testi sadece zar zor geçti. - Tom just barely passed the test.

Tom kirayı ödemek için yeterli parayı zar zor kazanmayı başardı. - Tom just barely managed to earn enough money to pay the rent.

just
haksever
just
güç bela
just
tamı tamına
just
anca

Richter ölçeğine göre büyüklüğü 5.0'ı aşan beş sarsıntı sadece bu hafta Japonya sarstı, ancak bilim adamları beklenen en büyük artçının henüz vurmadığı konusunda uyarıyorlar. - Five tremors in excess of magnitude 5.0 on the Richter scale have shaken Japan just this week, but scientists are warning that the largest expected aftershock has yet to hit.

Barış şiddetin yokluğu değildir ancak adaletin varlığıdır. - Peace is not the absence of violence but the presence of justice.

just
tastamam
just
{s} net

Sadece net bir cevap istiyorum. Daha fazla bir şey değil. - I just want a straight answer. Nothing more.

just
(İnşaat) henüz, hemen, ancak K
just
tam anlamıyla

Yeni şapkana tam anlamıyla bayılıyorum. - I just adore your new hat.

Her şey tam anlamıyla önceki gibi. - Everything's just like before.

just
tek kelimeyle

Tom tek kelimeyle farklı. - Tom is just different.

Tek kelimeyle harika görünüyor. - It looks just perfect.

just
justnesshak
just
the just iyiler justly adaletle
İngilizce - İngilizce
{n} just
a mock fight
{n} joust
a mock fight made on horseback, a tilt