a mine or quarry that is being or has been worked

listen to the pronunciation of a mine or quarry that is being or has been worked
İngilizce - Türkçe

a mine or quarry that is being or has been worked teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

working
{i} çalışma

Her şahsın dinlenmeye, eğlenmeye, bilhassa çalışma müddetinin makul surette sınırlandırılmasına ve muayyen devrelerde ücretli tatillere hakkı vardır. - Everyone has the right to rest and leisure, including reasonable limitation of working hours and periodic holidays with pay.

Onlar yeni binada çalışmaktalar. - They have been working on the new building.

working
çalış durumda olan
working
çalıştırma

Makineleri çalıştırmaya devam etmeliyiz. - We have to keep the machines working.

working
işleyiş

Paranın bir hükmü kalmadığında sistemin tüm işleyişi durur. - When money ceases to have value, the entire system stops working.

working
çalışma jüyesi
working

Sen her ne zaman hazır olursan, ben işe başlamaya hazırım. - I'm ready to start working whenever you are.

Eğer gerçekten bir işe ihtiyacın varsa, niçin Tom için çalışmayı düşünmüyorsun? - If you really need a job, why don't you consider working for Tom?

working
{s} çalışan

Tom şu anda onun için çalışan on kişiye sahip. - Tom currently has ten people working for him.

Freddy geçen ay mezarlıkta vardiyalı olarak çalışıyordu, bu yüzden normal saatlerde çalışan arkadaşlarından herhangi birini göremiyordu. - Freddy's been working the graveyard shift the past month, so he hasn't been able to see any of his friends who work normal hours.

working
{i} işletme

İşletme mastırımı bitirme üzerinde çalışıyorum. - I'm working on finishing my MBA.

working
(sıfat) çalışan, işleyen, temel, yeterli, çalışma, iş
working
{i} işleme
working
{i} işleme tarzı
working
(isim) çalışma, işleme, iş, işletme, üretme, halletme, çaba, mayalanma, kazı (maden)
working
köpüren
working
working conditions ç
working
{i} çaba
working
working class işçi sınıfı
working
{i} halletme

Şunu halletmek üzerine çalışıyoruz. - We're working on getting that done.

working
{s} yeterli

Yeterli zamanım olduğundan emin olmak için deli gibi çalışıyorum. - I'm working like crazy to make sure I have enough time.

İngilizce - İngilizce
working
workings
a mine or quarry that is being or has been worked

    Heceleme

    a mine or quar·ry that I·s be·ing or has been worked

    Türkçe nasıl söylenir

    ı mayn ır kwôri dhıt îz biîng ır hız bın wırkt

    Telaffuz

    /ə ˈmīn ər ˈkwôrē ᴛʜət əz ˈbēəɴɢ ər həz bən ˈwərkt/ /ə ˈmaɪn ɜr ˈkwɔːriː ðət ɪz ˈbiːɪŋ ɜr həz bən ˈwɜrkt/