Bebek arabasında uyuyan bebek, bir melek kadar sevimli.
- The baby sleeping in the baby carriage is as cute as an angel.
İnsanlar kendi aralarında mücadele ederken melekler yukarıdan izlerler.
- Angels watch from above as men fight amongst themselves.
Ben bir e-posta iletisi aldım.
- I received an email message.
Onlardan bir ileti aldım.
- I got a message from them.
Geri döndüğünde mesajı ona ver.
- Give him the message when he comes back.
Biz mesajın doğru olduğunu düşündük.
- We thought that the message was true.
Ben sadece bir elçiyim.
- I'm just a messenger.
Allah'tan başka tanrı yoktur. Muhammed Allah'ın elçisidir.
- There is no god but God. Muhammad is the messenger of God.
Hoop, mesajı yanlış haber grubuna gönderdim.
- Oops, I posted the message to the wrong newsgroup.
Bugün geçmişten bir haber aldım.
- I received a message from the past today.
Bir haberci mektubu Beyaz Saray'a götürdü.
- A messenger took the letter to the White House.
Merkür tanrıların habercisiydi.
- Mercury was the messenger of the gods.
Kendim gitmek yerine bir kurye gönderdim.
- Instead of going myself, I sent a messenger.