İnternet bir labirent.
- The Internet is a labyrinth.
Sizin şefkatiniz beni şaşırtmaktan asla vazgeçmiyor.
- Your compassion never ceases to amaze me.
Tom beni şaşırtmaktan asla vaz geçmez.
- Tom never ceases to amaze me.
Labirentte kayboldum.
- I got lost in the maze.
Sonunda kafa karıştırıcı labirentin çıkış yolumu buldum.
- I finally found my way out of the confusing maze.
Onun ani istifası beni şaşırttı.
- I was amazed at his abrupt resignation.
Onun hafızası beni şaşırtıyor.
- His memory amazes me.
O şaşkınlık içinde baktı.
- She looked in amazement.
El yazısı kullanabilen genç insanların sayısının gitgide azaldığını şaşkınlıkla öğrendim.
- I was amazed to learn that fewer and fewer young people can write in cursive.
Shattuck looked at him in amaze.
He was amazed when he found that the girl was a robot.
amazeth many men that are to speak or show themselves in public assemblies, or before some great personages .