İnternet bir labirent.
- The Internet is a labyrinth.
Sizin şefkatiniz beni şaşırtmaktan asla vazgeçmiyor.
- Your compassion never ceases to amaze me.
Tom beni şaşırtmaktan asla vaz geçmez.
- Tom never ceases to amaze me.
Labirentte kayboldum.
- I got lost in the maze.
Dün büyük bir labirente girdik.
- Yesterday we went into a huge maze.
Onun hafızası beni şaşırtıyor.
- His memory amazes me.
Sirkler çocukları şaşırttı ve sevindirdi.
- The circus amazed and delighted the children.
Tom şaşkınlık içinde izledi.
- Tom watched in amazement.
O şaşkınlık içinde baktı.
- She looked in amazement.
Shattuck looked at him in amaze.
He was amazed when he found that the girl was a robot.
amazeth many men that are to speak or show themselves in public assemblies, or before some great personages .