a mass or heap of anything arranged like a bed; as, a bed of ashes or coals

listen to the pronunciation of a mass or heap of anything arranged like a bed; as, a bed of ashes or coals
İngilizce - Türkçe

a mass or heap of anything arranged like a bed; as, a bed of ashes or coals teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

bed
{f} kalmak

Bütün gün yatakta kalmak zorundayım. - I have to stay in bed all day.

Ben bütün gün yatakta kalmak zorunda kaldım. - I had to stay in bed all day.

bed
{i} zemin

Yeni evimde oturma odası zemin katta ve yatak odası birinci katta. - In my new house, the living room is on the ground floor and the bedroom is on the first floor.

Kanada'da zeminde değil yatakta uyuyoruz. - In Canada we sleep in a bed, not on the floor.

bed
sabitleştirmek
bed
oturtmak
bed
(Argo) aşk yaşamak
bed
tarh
bed
(ırmak/vb.) yatak
bed
karyola

Tom, doğru ebatta alyan anahtarı olmadığı için karyolanın montajını yapamadı. - Tom couldn't assemble the bed because he didn't have the right sized Allen key.

Halam ve eniştemi ziyaret ettiğimde tekerlekli karyolada uyurdum. - I used to sleep in a trundle bed when I would visit my aunt and uncle.

bed
üzerinde yetiştirmek
bed
yerleştirmek
bed
{i} temel
bed
iaşe ve ibateş confined to bed yatağa düşmüş
bed
{i} nehir yatağı

NASA'nın Mars gezicisi bir nehir yatağının izlerini keşfetti. - NASA's Mars rover discovered traces of a river bed.

Eski nehir yatağını iki kilometre izle. - Follow the old river bed for two kilometers.

bed
{i} yatak,yatak
bed
{f} dikmek (bitki)
bed
{i} tabaka
bed
bed and board yiyecek ve yatacak yer
bed
(fiil) yatırmak, yatacak yer sağlamak, yatak yapmak; yerleşmek, kalmak; dikmek (bitki)
bed
{f} yatak yapmak
İngilizce - İngilizce
bed
a mass or heap of anything arranged like a bed; as, a bed of ashes or coals