Tom odasının köşesindeki elbise yığını üzerine kirli çoraplarını attı.
- Tom threw his dirty socks on the pile of clothes in the corner of his room.
Tom, Mary'nin masasının üstüne bir yığın mektup koydu.
- Tom put a pile of letters on Mary's desk.
Bu otomobil bir çöp yığını.
- This car is a pile of rubbish.
Belgelerin yığınını eşit şekilde böl, ve onları birer birer odanın her iki tarafına koy.
- Divide the pile of documents equally, and take them one by one to either side of the room.
Bulut bir buhar kitlesidir.
- A cloud is a mass of vapor.
O bir hatalar kitlesi.
- He is a mass of faults.
a pile of wood.