Küçük erkek kardeşim televizyon izliyor.
- My little brother is watching TV.
Küçük erkek kardeşim televizyon izliyor.
- My little brother is watching television.
Küçük erkek kardeşim televizyon izliyor.
- My little brother is watching TV.
O Taro'nun erkek kardeşi.
- He is Taro's brother.
Kayınbiraderim geçen çarşamba vefat etti.
- My brother-in-law passed away last Wednesday.
Kayınbiraderim önemsiz konulardan kolayca sinirlenir.
- My brother-in-law easily loses his temper from trivial matters.
Bugün Tom'un erkek kardeşiyle birlikte sinemaya gideceğim.
- Today I'll go to the cinema with Tom's brother.
Erkek kardeşler gibi birlikte yaşamayı öğrenmeliyiz, ya da aptallar gibi birlikte öleceğiz.
- We must learn to live together as brothers, or we will perish together as fools.
He's not a real brother. He's adopted.