a longing or eager desire, a thing desired

listen to the pronunciation of a longing or eager desire, a thing desired
İngilizce - Türkçe

a longing or eager desire, a thing desired teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

wish
{f} dilemek

Sadece sana şans dilemek için uğradım. - I just stopped by to wish you luck.

Sadece sana şans dilemek istedim. - I just wanted to wish you luck.

wish
{i} arzu

Onun arzusu iyi bir öğretmen olmaktır. - Her wish is to become a good teacher.

Benim arzuma boyun eğmesi için onu zorladım. - I forced him into complying with my wish.

wish
{i} dilek

Doğum gününde dilek tutmak bir Amerikan geleneğidir. - It's an American tradition to make a wish on your birthday.

O, sana en iyi dileklerini gönderdi. - She sent you her best wishes.

wish
{i} istek

İnşallah isteklerin gerçekleşir. - I hope your wishes will come true.

Senin isteklerini karşılamaya çalışacağım. - I'll try to meet your wishes.

wish
{f} dile

Keşke olduğum gibi olmayı dilediğim zaman olduğum gibi olsam. - I wish I were what I was when I wished I were what I am.

Herkes vali seçilmiş olmayı diledi. - Everybody wished he had been elected governor.

wish
{f} 1. Dilek belirtir: I wish you'd shut up. Sen bir sussan. I wish they'd come today. Bugün bir gelseler. I wish they were coming today. Gönül
wish
{i} isteme

Jane İngiltere'de sumo görebilmeyi istemektedir. - Jane wishes she could see sumo in England.

Kocanızla iletişim kurmayı istemenizi anlıyorum. - I understand you wish to contact your husband.

wish
Dilek belirtir: I wish you'd shut up. Sen bir sussan. I wish they'd come today. Bugün bir gelseler. I wish they were coming today. Gönül
wish
istemek

Jane İngiltere'de sumo görebilmeyi istemektedir. - Jane wishes she could see sumo in England.

Ken onun İngilizcesini tazelemeyi istemektedir. - Ken wishes to brush up his English.

wish
{i} umut
wish
{f} umut etmek
İngilizce - İngilizce
{n} wish
a longing or eager desire, a thing desired