a loan that enables people to buy something now and to pay for it in the future

listen to the pronunciation of a loan that enables people to buy something now and to pay for it in the future
İngilizce - Türkçe

a loan that enables people to buy something now and to pay for it in the future teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

credit
{i} kredi

Kredi kartım ATM tarafından reddedildi. - My credit card was rejected by the ATM.

Ödeme için kredi kartı kullanabilir miyim? - Can I use a credit card for payment?

credit
{i} güven

Tom biraz güveni hak ediyor. - Tom deserves a bit of credit.

Tom açıkçası güveni hak ediyor. - Tom obviously deserves credit.

credit
{i} itibar

Oğlan okulumuz için bir itibar. - The boy is a credit to our school.

credit
övgü
credit
(Askeri) KREDİ GARANTİSİ
credit
{i} inanma

Tom onun kredi kartlarını çalanın Mary olduğuna inanmak için isteksiz görünüyor. - Tom seems to be unwilling to believe that Mary was the one who stole his credit cards.

credit
karz
credit
itimat
credit
alacaklandırmak
credit
onur kaynağı
credit
{i} kazanç
credit
sadakat
credit
{i} vade
credit
{i} alacak

Alacaklıları onun peşinde. - His creditors are after him.

credit
veresiye

Bu barın sahibi asla veresiye içki satmaz. - The owner of this bar never sells liquor on credit.

credit
matluba geçirmek
credit
onur/güven/kredi
credit
kredi,v.inan: n.kredi
İngilizce - İngilizce
credit
a loan that enables people to buy something now and to pay for it in the future

    Heceleme

    a loan that enables peo·ple to buy some·thing now and to pay for it in the fu·ture

    Türkçe nasıl söylenir

    ı lōn dhıt eneybılz pipıl tı bay sʌmthîng nau ınd tı pey fôr ît în dhi fyuçır

    Telaffuz

    /ə ˈlōn ᴛʜət eˈnābəlz ˈpēpəl tə ˈbī ˈsəmᴛʜəɴɢ ˈnou ənd tə ˈpā ˈfôr ət ən ᴛʜē ˈfyo͞oʧər/ /ə ˈloʊn ðət ɛˈneɪbəlz ˈpiːpəl tə ˈbaɪ ˈsʌmθɪŋ ˈnaʊ ənd tə ˈpeɪ ˈfɔːr ɪt ɪn ðiː ˈfjuːʧɜr/