Suçlama doğru değildi.
- The charge was not true.
Tom suçlamayı reddetti.
- Tom has denied the charge.
Telefonumu şarj etmem gerekiyor.
- I need to charge my mobile.
Dün gece telefonumu şarja takmayı unuttum.
- I forgot to put my phone on the charger last night.
Güneş panelleri gün boyunca bataryaları şarj eder.
- The solar panels charge the batteries during the day.
Batarya tam olarak şarj oldu mu?
- Is the battery fully charged?
Tom birinci derecen saldırı ile suçlandı ve 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
- Tom was charged with first degree assault and sentenced to 15 years in prison.
Saldırı ve darptan suçlandı.
- He was charged with assault and battery.
Tom resmi olarak görevlendirilmedi.
- Tom hasn't been officially charged.
Sevmesen bile bu görevi almalısın.
- Even if you do not like it, you must take charge of it.
The ship had a charge of colonists and their belongings.