Biraz daha biber ekle.
- Add a little more pepper.
Ben biraz Japonca konuşuyorum.
- I speak a little Japanese.
Bir seferde azıcık iş yapacağım.
- We'll do a little at a time.
Kanepede azıcık kestir.
- Take a little nap on the sofa.
Tom pastanın bir parçasını aldı.
- Tom got a little pie.
İşte senin için bir parça tavsiye, Tom.
- Here's a little nugget of advice for you, Tom.
Şişe içinde kalan sadece bir miktar süt vardı.
- There was only a little milk left in the bottle.
The door was opened a little.
A little water has spilled.
... going up, and we're using oil more efficiently. And very little of what Governor Romney just ...