Sanırım Tom'dan bir parça öğrendik.
- I think we've learned a little bit from Tom.
Fakat ben bir parça et bile yemiyorum.
- But, I don't eat even a little bit of meat.
Biraz hayal kırıklığına uğradım.
- I was a little bit disappointed.
Biraz daha yavaş konuşabilir misiniz?
- Could you please speak a little bit more slowly?
Tom şapkasındaki bir parça kiri fırçaladı.
- Tom brushed a bit of dirt off of his hat.
Bana o koyun etinden biraz ayır. Bir parça et için açlıktan ölüyorum.
- Save me some of that mutton. I'm starving for a bit of meat.
Biraz sakinleşmelisin.
- You should relax a bit.
Sandalyeyi biraz oynatabilir misiniz?
- Could you move the chair a bit?
Kimya ile zerre kadar ilgilenmiyorum.
- I'm not a bit interested in chemistry.
Bu pastayı yapmak için iki ons vanilyamız olmalı.
- We must have two ounces of vanilla to make this cake.
Bebek yedi libre, sekiz ons ağırlığında.
- The baby weighed seven pounds, eight ounces.
Tom'un bir parça insanlığının olmadığı açık.
- It's clear Tom doesn't have an ounce of humanity.
Tom'un bir parça insanlığının olmadığı açık.
- It's clear Tom doesn't have an ounce of humanity.
Could you move over just a scootch?.
He didn't feel even an ounce of regret for his actions.
Could you move that up a bit?.
... We've got this data, we know a little bit about what to do it ...
... silicon, a little bit of fibre glass. ...