a limb of the body, branch, inlet, strength

listen to the pronunciation of a limb of the body, branch, inlet, strength
İngilizce - Türkçe

a limb of the body, branch, inlet, strength teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

arm
{i} kol

Kanepedeki minderler koltuklardakilerle eşleşmiyor. - The cushions on the sofa don't match those on the armchairs.

Eğer onu kolundan yakalamasaydı, göletin içine düşmüş olacaktı. - She would have fallen into the pond if he had not caught her by the arm.

arm
{i} otorite
arm
{i} koy

Tom yakın yatmıştı, kolunu Mary'nin etrafına koymuştu. - Tom snuggled in close, putting his arm around Mary.

O, bu günlerde onunla arasına mesafe koyuyor. - She keeps him at arm's length these days.

arm
koltuk kolu
arm
askerlik
arm
askerlik hizmeti
arm
silahlandırmak

Gemilerini silahlandırmak için izin istediler. - They asked for permission to arm their ships.

arm
şube kol
arm
(fiil) silâhlanmak, silâhlandırmak; zırh giydirmek, donatmak, sağlamak; elini uzatmak, destek olmak; sarılmak
arm
savaşa hazırlamak
arm
{i} cephane

Ordu cephaneliğini düşmana bıraktı. - The army surrendered its arsenal to the enemy.

arm
{i} dal

Bebek annesinin kucağında uykuya dalmıştı. - The baby was sound asleep in her mother's arms.

arm
{i} silâh

Böylesine büyük bir silahlanma için paramızın olup olmadığı sorusunu göz önüne almalıyız. - We must consider the question of whether we can afford such huge sums for armaments.

Silah ihracatı yasaklandı. - Arms export was prohibited.

arm
silahlandırma

Gemilerini silahlandırmak için izin istediler. - They asked for permission to arm their ships.

arm
donatım teçhizat
arm
(İnşaat) kol, arm
arm
{f} silahlandırmak; silahlanmak
arm
teçhiz etmek
İngilizce - İngilizce
{n} arm
a limb of the body, branch, inlet, strength