Onu aradım, ancak hat meşguldü.
- I called her, but the line was busy.
Tom'un grev hattını geçecek cesareti olduğundan şüpheliyim.
- I doubt that Tom has the courage to cross the picket line.
Bu iki çizgi birbirini dik açıyla kesmektedir.
- These two lines cut across each other at right angles.
Tom kağıda düz bir çizgi çizdi.
- Tom drew a straight line on the paper.
Tom kuyruktaki son kişi.
- Tom is the last person in line.
Tom bir saat kuyrukta bekledi.
- Tom stood in line for an hour.
Drop me a line.