Bu limonlar çok taze.
- These lemons are fresh.
Asla limonla çay içmem.
- I never drink tea with lemon.
Bir ananas suyu, bir limonlu çay, bir bira ve bir bardak kırmızı şarap.
- A pineapple juice, a tea with lemon, a beer, and a glass of red wine.
Limonlu bir çay , lütfen.
- A tea with lemon, please.
Hayat sana limonatalar veriyorsa, limonata yap.
- If life deals you lemons, make lemonade.
Hayat sana limonlar veriyorsa, limonata yap.
- If life gives you lemons, make lemonade.
Limonlu gazozu portakallı gazozdan daha çok severim.
- I like lemonade more than orangeade.
Bu bir limon ağacıdır.
- This is a lemon tree.
Bahçemdeki bir limon ağacıdır.
- In my garden is a lemon tree.
lemon rind colour:.
... black Liz Lemon? ...
... Where does our word for lemon come from? ...