a law enforcement officer which deals with duties on imported or exported good

listen to the pronunciation of a law enforcement officer which deals with duties on imported or exported good
İngilizce - Türkçe

a law enforcement officer which deals with duties on imported or exported good teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

customs
gümrük

Lütfen Gümrük Beyan Formunu doldurun. - Please fill out the Customs Declaration Form.

Gümrük memurları bütün gemiyi araştırdılar. - The customs officials searched the whole ship.

customs
gelenekler/gümrük
customs
{i} adetler

Tüm insanlar arkadaş olabilir, dilleri ve adetleri farklı olsa bile. - All people can become friends, even if their languages and customs are different.

Dünün ahlak bozuklukları yarının adetleridir. - Yesterday's vices are tomorrow's customs.

customs
{i} töreler

Onlar bizim törelerimize henüz alışkın değil. - They are not used to our customs yet.

customs
{i} gümrük dairesi
customs
{i} gelenekler

Yurt dışında eğitim görerek, öğrenciler diğer görgü ve gelenekler ile temas kurabilirler. - By studying overseas, students can come into contact with other manners and customs.

Yıl sonu hediyeleri gönderme Japonya'ya özgü geleneklerden biridir. - Sending year-end gifts is one of the customs peculiar to Japan.

customs
gümrük vergisi
customs
{i} gümrük resmi
İngilizce - İngilizce
customs
a law enforcement officer which deals with duties on imported or exported good

    Heceleme

    a law en·force·ment of·fic·er which deals with duties on imported or exported good

    Türkçe nasıl söylenir

    ı lô enfôrsmınt ôfısır hwîç dilz wîdh dutiz ôn împôrtîd ır îkspôrtıd gîd

    Telaffuz

    /ə ˈlô enˈfôrsmənt ˈôfəsər ˈhwəʧ ˈdēlz wəᴛʜ ˈdo͞otēz ˈôn əmˈpôrtəd ər əkˈspôrtəd gəd/ /ə ˈlɔː ɛnˈfɔːrsmənt ˈɔːfəsɜr ˈhwɪʧ ˈdiːlz wɪð ˈduːtiːz ˈɔːn ɪmˈpɔːrtɪd ɜr ɪkˈspɔːrtəd ɡɪd/