Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

a large covered wagon for moving furniture, etc

listen to the pronunciation of a large covered wagon for moving furniture, etc
İngilizce - Türkçe

a large covered wagon for moving furniture, etc teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

van
{i} karavan

Tom karavanın arkasında uyuyor. - Tom is asleep in the back of the van.

Hiç bir karavan sürdün mü? - Have you ever driven a van?

van
kamyonet

Lütfen kamyonet kapısını kaydırarak açar mısın? - Would you please slide the van door open?

Dan geçen bir kamyonetin çatısına indi. - Dan landed onto the roof of a passing van.

van
{i} keşif kolu
van
öncü kuvvet/vagon/minibüs
van
{i} İng. kamyonet
van
yük arabası veya vagon ile taşımak
van
eşya ya da yük vagonu
van
{i} harman savurma makinesi
van
{i} İng., d.y. yük vagonu; furgon; marşandizin sonuna takılan cumbalı
van
{i} minibüs

Öfkeli kalabalık polis minibüsünün etrafını sarıp içindeki pedofili zanlısına hakaretler yağdırdı. - The angry crowd clambered around the police van shouting insults at the suspected paedophile inside it.

Dan evsizdi ve minibüsünde yaşıyordu. - Dan was homeless and lived in his van.

van
{i} elebaşı
van
{i} (arkası kapalı) kamyon
van
{i} yük vagonu
van
{i} kanat
van
{i} öncü

Komünist Parti, işçi sınıfının öncüsüdür. - The Communist Party is the vanguard of the working class.

van
ordu veya donanmanın keşif kolu
İngilizce - İngilizce
van