Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
|
Bir spor araba istiyordum ama karım bir karavan almamızı söyledi.
- I wanted a sports car, but my wife said we needed a van.
Hiç bir karavan sürdün mü?
- Have you ever driven a van?
Tom kamyonet kapısını çarparak kapattı.
- Tom slammed the van door closed.
Tom kamyonete binen son kişiydi.
- Tom was the last one to get in the van.
Evin dışında beyaz bir minibüs durdu.
- A white van pulled up outside the house.
Dan evsizdi ve minibüsünde yaşıyordu.
- Dan was homeless and lived in his van.
Komünist Parti, işçi sınıfının öncüsüdür.
- The Communist Party is the vanguard of the working class.