O bir bıçak değildir, BU bir bıçaktır.
- That's not a knife. THIS is a knife.
Tom paslı bir bıçakla elini kesti.
- Tom cut his hand with a rusty knife.
Bir mürekkepbalığı on kola sahiptir.
- A cuttlefish has ten arms.
Siz balık pazarında mürekkepbalığı satın alabilirsiniz.
- You can buy cuttlefish at the fish market.
Bir bıçakla kalemi yonttum.
- I sharpened a pencil with a knife.
Kurşun kalemimi keskinleştirmek için bir bıçak istiyorum.
- I want a knife to sharpen my pencil with.
Tom paslı bir bıçakla elini kesti.
- Tom cut his hand with a rusty knife.
Peyniri bıçakla kesmek kolaydır.
- It's easy to cut cheese with a knife.
Mutfak bıçağı eti kesmek için yeterince keskin değildi, bu yüzden çakımı kullandım.
- The kitchen knife wasn't sharp enough to cut the meat, so I used my pocket knife.
Ekmeği kesmek için kullandığımız bıçak keskindi.
- The knife we used to cut the bread with was sharp.
Peyniri bıçakla kesmek kolaydır.
- It's easy to cut cheese with a knife.