O, sabahtan akşama kadar çalıştı.
- He worked from morning till night.
06:00 ya kadar başlayamam.
- I cannot start till six o'clock.
Şitaki bir çeşit mantardır.
- A shiitake is a kind of mushroom.
Bir ebeveynin sevgisini kendimiz ebeveynler oluncaya kadar asla bilmeyiz.
- We never know the love of a parent till we become parents ourselves.
Sınavda başarısız oluncaya kadar tembelliğinden pişman olmadı.
- He did not repent of his idleness till he failed in the examination.
Sadece ben gelinceye kadar pozisyonunu bozma.
- Just hold your position till I arrive.
Ben gelinceye kadar onlara beklemesini söyle.
- Ask them to wait till I come.
Sadece o zamana kadar beklemek zorunda kalacağız.
- We'll just have to wait till then.
O zamana kadar her şey olabilir.
- Anything may happen till that time.