Şaka ile öyle söyledim.
- I said so by way of a joke.
Hey, külotlu şakalardan vazgeçmenin zamanı geldi.Okuyucuları soğutacaksın,seni sürüngen.
- Hey, it's about time you quit it with the panty jokes. You'll put off the readers, you creeper!
Oğlum komik hikayelerin anlatıcısı olmak için çalıştı.
- My son tried to become a teller of funny stories.
Bu elbise komik görünebilir ama onu seviyorum.
- This dress may look funny, but I like it.
Yaşam eğlenceli bir şey.
- Life's a funny thing.
Tom bunun eğlenceli olduğunu düşünmeyebilir.
- Tom may not think this is funny.
Arabanın motorundan gelen garip bir koku var.
- There's a funny smell coming from the engine of the car.
Onlar bana garip baktılar.
- They looked at me funny.
Bu oda tuhaf kokuyor.
- This room smells funny.
Ben tuhaf bir gürültü duydum.
- I heard a funny noise.
Fıkra anlatmak hoşuma gidiyor.
- I like to tell jokes.
Tom fıkra anlatmakta çok iyi.
- Tom is very good at telling jokes.
Fıkrayı duyduğunda, kahkahaya boğuldu.
- Hearing the joke, he burst into laughter.
Tom aynı fıkrayı bana on kereden fazla anlattı.
- Tom has told me that same joke more than ten times.
Siz benimle şaka yapmamalısınız.
- You should not play a joke on me.
Tom para hakkında asla şaka yapmaz.
- Tom never jokes about money.
Şaka yapmakta iyi değilim.
- I'm not good at making jokes.
Onlar tam bir alay konusu.
- They're a complete joke.
Bu tam bir alay konusu.
- It's a complete joke.
The president was a joke.
... but the human skills decided limited to be like that joke about how can you tell ...
... So if the joke's on me I'll still play along. ...