Bu tünel onun iki katı kadar uzundur.
- This tunnel is twice as long as that one.
Trenimiz uzun bir tünelden geçti.
- Our train went through a long tunnel.
Mümkün olduğu kadar tünellerden kaçınmaya çalışacağım.
- I will try to avoid tunnels as much as possible.
Onlar düşman saldırısına karşı koymak için millerce yeraltı tünelleri kazdılar.
- They dug miles of underground tunnels to resist the enemy attack.