Korkunç derecede başım ağrıyor.
- I have a bad headache.
Batılı ülkeler doları güçlendirmek için baş başa verip düşünüyorlar.
- Western nations have to put their heads together to strengthen the dollar.
Haber başlıklarını gördün mü?
- Have you seen the headlines?
Tom sadece başlıklara baktı.
- Tom only glanced at the headlines.
Onların hepsinin, kolları, bacakları, ve kafaları var,onlar yürürler ve konuşurlar, ama şimdi onlara farklı yapmak isteyen bir şey var.
- They all have arms, legs, and heads, they walk and talk, but now there's SOMETHING that wants to make them different.
Bir elin nesi var, iki elin sesi var.
- Two heads are better than one.
he took them seriously, too, just as seriously as he took the ‘head’ that followed after drink.