İngilizce - Türkçe
a harassing act or procedure designed to flush out surveillance teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- provocative
- provokatif
- provocative
- kışkırtıcı
O, gerçekten kışkırtıcı bir soru.
-That's a really provocative question.
Onun kışkırtıcı vücudunu gördükten sonra, ona bağımlı oldu.
-After seeing her provocative body, he became obsessed with her.
- provocative
- provakatif
- provocative
- tahrik edici
Sami, Leyla'dan kendisine ait tahrik edici resimler çekmesini istedi.
-Sami wanted Layla to take provocative pictures of herself.
- provocative
- kızdırıcı
- provocative
- kış- kırtarak
- provocative
- {s} çıkaran
- provocative
- provocativelytahrik edici şekilde
- provocative
- çekici
- provocative
- {s} uyandıran
- provocative
- tahrik edici kimse veya şey
- provocative
- provokatör
- provocative
- tahrikçi
- provocative
- sinirlendirici
- provocative
- etkileyici
- provocative
- (Tıp) Kamçılayan, bir belirtiyi, refleksi, reaksiyonu veya tedavi tesirini ortaya çıkaran
İlgili Terimler
İngilizce - İngilizce
a harassing act or procedure designed to flush out surveillance teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı
- provocative
a harassing act or procedure designed to flush out surveillance
Heceleme
a harassing act or pro·ce·dure de·signed to flush out sur·veil·lanceTürkçe nasıl söylenir
ı hıräsîng äkt ır prōsicır dîzaynd tı flʌş aut sırveylınsTelaffuz
/ə hərˈasəɴɢ ˈakt ər prōˈsēʤər dəˈzīnd tə ˈfləsʜ ˈout sərˈvāləns/ /ə hɜrˈæsɪŋ ˈækt ɜr proʊˈsiːʤɜr dɪˈzaɪnd tə ˈflʌʃ ˈaʊt sɜrˈveɪləns/
Resimler
Favoriler