Tom'un şifresini tahmin etmek kolaydı.
- Tom's password was easy to guess.
Ne olacağını tahmin etmek zor değil.
- It's not hard to guess what's going to happen.
Bana ne olduğunu tahmin etsene!
- Guess what happened to me.
O öğretmenin sınavının kritik noktaları emin olarak tahmin ettin.
- You sure guessed the critical points of that teacher's exam.
Sanırım bunu düşünmek zorunda kalacağım.
- I guess I'll have to think it over.
Tahminimi bilmek ister misin?
- Do you want to know my guess?
Ne olursa olsun, varsayımında hatalısın.
- In any case, you are wrong in your conjecture.
Ne olacağı konusunda çok fazla tahmin vardı.
- There was a great deal of conjecture as to what would happen.
Bölümün sonunda onun anlamını tahmin etmiş olacaksınız.
- You will have guessed its meaning by the end of the chapter.
Bana ne olduğunu tahmin etsene!
- Guess what happened to me.
Sanırım şimdi gitmeliyim.
- I guess we should go now.
Sanırım o otuzun üzerindedir.
- I guess that she is over thirty.
Ne olursa olsun, varsayımında hatalısın.
- In any case, you are wrong in your conjecture.
Galiba Tom gerçekten de beni seviyor.
- I guess Tom really loves me.
Galiba herkes Mary'ye aşık olduğumu düşünüyor.
- I guess everybody thinks that I'm in love with Mary.
That album is quite hard to find, but I guess you could look online for a sample song.
He who guesses the riddle shall have the ring.
... And I guess from Colorado, asks, are there ever moments ...
... Of course, this is only useful if the guess is right. ...