Erkek kardeşim korku filmleri seyretmeyi sever.
- My brother likes watching scary movies.
Televizyon seyretmek yerine, çocuklar dışarıda oynadılar.
- Instead of watching television, the children played outside.
Code Lyoko'yu izlemeyi seviyorum.
- I like watching Code Lyoko.
Öğrenci öğretmenin onu izlemesine çok kızdı.
- The student became very nervous with the teacher watching him.
Felicja, televizyon izlemekten hoşlanır.
- Felicja enjoys watching TV.
Pokémon izleyerek büyüdüm.
- I grew up watching Pokemon.
Tom TV izleyerek kanepede uzanıyor.
- Tom is lying on the sofa watching TV.
Dün gece iki saati televizyon izleyerek geçirdim.
- I spent two hours watching television last night.