Gerçekten de havamda değilim.
- I'm in a really bad mood.
Tom konuşmak için havasında görünmüyor.
- Tom seems to be in no mood to talk.
İyi ruh hali içindeki herkes yarın başlayacak olan beş günlük tatili dört gözle bekliyor.
- Everybody is in a good mood looking forward to the five-day holiday that starts tomorrow.
O kötü bir ruh hali içinde, bu onun için nadirdi.
- He was in a bad mood, which was rare for him.
O kötü bir ruh hali içinde.
- She is in a bad mood.