Dün artık mazi oldu. Yarın ise muamma. Bugün ise avuçlarımızın içinde bize sunulmuş bir armağandır.
- Yesterday is history, tomorrow is a mystery, but today is a gift. That is why it is called the present.
Pesto Tanrı'nın dünyaya armağanıdır.
- Pesto is God's gift to the world.
İyi sağlık büyük bir nimettir.
- Good health is a great blessing.
Sağlık ve akıl, hayatın iki nimetidir.
- Health and intellect are the two blessings of life.
Sağlık en büyük Allah vergisidir.
- Health is the greatest gift.
Bu hediye Laura'nın mı?
- Is this gift Laura's?
Bu hediye sizin için.
- This gift is for you.
Onun doğuştan yetenekleri var.
- He has natural gifts.
Çok yetenekli bir sanatçısın.
- You're a very gifted artist.
Yetenekli bir sanatçıdır.
- She is a gifted artist.
Sağlık en büyük Allah vergisidir.
- Health is the greatest gift.
Yaşam, ödüllerini tekrar etmez.
- Life does not repeat its gifts.
Hiç ödül beklemiyordum.
- I didn't expect any gift.
Allah'ın bereketi üzerinize olsun.
- May the blessings of God be upon you.
Biz onu bir lütuf olarak kabul ediyoruz.
- We consider it a blessing.
O çok kabiliyetli ve yetenekliydi.
- He was very gifted and talented.
... then you got -- I wish I could give that gift to anyone of ...
... a gift to be opened by human beings millions of years in the future. ...