İngilizce - Türkçe
a general term for the quantity of radiation or energy absorbed teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- dose
- {i} doz
Sami, Leyla'ya oldukça ağır bir meth dozu enjekte etti.
-Sami injected Layla with a pretty heavy dose of meth.
Sana daha güçlü bir doz vermem gerektiğini biliyordum.
-I knew I should've given you a stronger dose.
- dose
- (Denizbilim) verit
- dose
- miktar
- dose
- düze
- dose
- belli bir dozda ilaç vermek
- dose
- (fiil) dozunu ayarlamak; belli ölçüde ilaç vermek; şaraba alkol katmak
- dose
- (Tıp) Bir ilacın muayyen zamanda alınacak miktarı, doz
- dose
- tatsız bir şey vermek
- dose
- {i} cinsel hastalık kapma
- dose
- ilâç almak
- dose
- (Tıp) Muayyen miktarda ilaç vermek
- dose
- {i} kamışı kırma
- dose
- {i} bir parça
- dose
- bir defada alınan ilâç miktarı
- dose
- belirli miktarda ilâç vermek
- dose
- {f} belli ölçüde ilaç vermek
- dose
- doz,v.dozunu ayarla: n.doz
- dose
- bir doz ilaç ver
İlgili Terimler
İngilizce - İngilizce
a general term for the quantity of radiation or energy absorbed teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı
- dose
a general term for the quantity of radiation or energy absorbed
Heceleme
a gen·er·al term for the quan·ti·ty of ra·di·a·tion or en·er·gy ab·sorbedTürkçe nasıl söylenir
ı cenrıl tırm fôr dhi kwäntıti ıv reydieyşın ır enırci ıbzôrbdTelaffuz
/ə ˈʤenrəl ˈtərm ˈfôr ᴛʜē ˈkwäntətē əv ˌrādēˈāsʜən ər ˈenərʤē əbˈzôrbd/ /ə ˈʤɛnrəl ˈtɜrm ˈfɔːr ðiː ˈkwɑːntətiː əv ˌreɪdiːˈeɪʃən ɜr ˈɛnɜrʤiː əbˈzɔːrbd/
Resimler
Favoriler