Bu ayakkabılar, bu beyaz etekle iyi gider.
- Those shoes go well with this white skirt.
Teyzem bana yeni bir etek yaptı
- My aunt made a new skirt for me.
Mary etek giyen tek kızdı.
- Mary was the only girl wearing a skirt.
Kızlar çim etekler giyiyordu ve boyunlarında çiçekler vardı.
- The girls wore grass skirts and had flowers around their necks.
Camilerde kadınlar için örtü, etek ve hırka bulunur.
- At mosques, scarves, skirts and cardigans are offered for women to wear.