a fragment of any solid substance; a thick piece

listen to the pronunciation of a fragment of any solid substance; a thick piece
İngilizce - Türkçe

a fragment of any solid substance; a thick piece teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

junk
atılacak eşyalar
junk
hurda malzeme
junk
ıskarta mal
junk
ıskartaya çıkarmak
junk
kalitesiz
junk
hurda

Eski arabam şimdi hurdalıkta. - My old car is now in the junkyard.

O hurdayı öyle yüksek bir fiyata gerçekten sattığına inanamıyorum. - I can't believe that you really sold that junk for such a high price.

junk
pılı pırtı
junk
ıvır zıvır

Bu ıvır zıvırı buradan atar mısın? - Can you get this junk out of here?

Burada yararsız bir sürü ıvır zıvırdan başka bir şey yok. - There's nothing in here but a lot of useless junk.

junk
{i} argo uyuşturucu maddeler
junk
{i} hurda demir
junk
{f} ıskartaya ayırmak
junk
(isim) çöp, değersiz şey, hurda demir, ıvır zıvır, döküntü, hurda, esrar, uyuşturucu, çin yelkenlisi
junk
{i} atılacak eşyalar; hurdalar: That car's a piece of junk. O arabanın hurdası çıkmış
junk
süprüntü
junk
{i} esrar

Kuzenim bir esrarkeştir. - My cousin is a junkie.

junk
{f} atmak
junk
çinli`lere özgü altı düz yelkenli gemi
junk
junk dealer eski eşya satıcısı
junk
hurda,kırpıntı
junk
{i} değersiz şey

Sen hiç bu değersiz şeyin bazılarından kurtulmayı düşündün mü? - Have you ever considered getting rid of some of this junk?

İngilizce - İngilizce
junk
a fragment of any solid substance; a thick piece