a finely cut gemstone, especially a diamond, having many facets

listen to the pronunciation of a finely cut gemstone, especially a diamond, having many facets
İngilizce - Türkçe

a finely cut gemstone, especially a diamond, having many facets teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

brilliant
parlak

Sanırım bu parlak bir fikir. - I think it's a brilliant idea.

Parlak bir fikir ileri sürdüm. - I've come up with a brilliant idea.

brilliant
nefis
brilliant
{s} zeki

Sen zeki bir fotoğrafçısın. - You're a brilliant photographer.

Tom inanılmaz derecede zeki. - Tom is incredibly brilliant.

brilliant
harikulade
brilliant
{s} dâhice, parlak
brilliant
göz kamaştırıcı

Kesinlikle göz kamaştırıcıydı. - It was absolutely brilliant.

brilliant
şaşaalı
brilliant
ışıl ışıl
brilliant
hayranlık uyandırıcı
brilliant
pırıl pırıl
brilliant
harika
brilliant
{s} parlak zekâlı

Senin parlak zekalı olduğunu düşünmüştüm. - I thought you were brilliant.

Tom parlak zekâlı genç bir bilim adamıdır. - Tom is a brilliant young scientist.

brilliant
{s} harikulade, harika, mükemmel
brilliant
{s} görkemli

Ordu savaş sırasında bir dizi görkemli eylemlerde yer aldı. - The army was involved in a number of brilliant actions during the battle.

Herkes onu görkemli bir piyanist olarak tanıdı. - Everyone recognized him as a brilliant pianist.

brilliant
üç puntoluk harf
brilliant
(sıfat) parlak, keskin zekâlı, berrak, ışıl ışıl, zeki, parlak zekâlı, görkemli
İngilizce - İngilizce
brilliant
a finely cut gemstone, especially a diamond, having many facets