Betty güzel bir kızdır, değil mi?
- Betty is a pretty girl, isn't she?
Bazen bir kız mıyım diye merak ediyorum.
- I sometimes wonder if I am a girl.
Kadınlar ve kızlar onunla karşılaşmaktansa caddeyi geçmeyi tercih ederler.
- Women and girls would cross over the street rather than meet him.
Peter, çocuksu kızlardan bıktı ve gerçekten olgun bir kadınla tanışmak istedi.
- Peter was fed up with childish girls and wanted to meet a really mature woman.
Sevgilisi okul oyunu için başka bir kızı öpmek zorunda olduğu için Mary mutsuz.
- Mary's not happy that her boyfriend has to kiss another girl for the school play.
Sevgilisi de oradaydı.
- His girlfriend was there, too.
Onun kız arkadaşı Japon.
- His girlfriend is Japanese.
Tom ve kız arkadaşı aynı sınıfta.
- Tom and his girlfriend are in the same class.