Babaannem uçabiliyor.
- My grandmother can fly.
Babaannem uçabiliyor.
- My grandmother is able to fly.
Haftada iki kez anneannemi ziyaret ederim.
- I visit my grandmother twice a week.
Ben küçükken, anneannem özellikle kirpi için küçük bir kase süt koyardı.
- When I was little, my grandmother would put out a small bowl of milk specifically for hedgehogs.
O Pablo ile evleneceğini açıkça ilan ettiğinde, neredeyse büyük annesine kalp krizi geçirtecekti , halasının gözlerini yuvasından fırlattıracaktı fakat küçük kız kardeşi gururla baktı.
- When he openly declared he would marry Pablo, he almost gave his grandmother a heart attack and made his aunt's eyes burst out of their sockets; however, his little sister beamed with pride.
Büyük annem sağlıklı ve yalnız yaşıyor.
- My grandmother is in sound health and lives alone.
Büyükannem bana istediğimden daha fazlasını verdi.
- My grandmother gave me more than I wanted.
Büyükannem akşam yürüyüşe gidiyor.
- My grandmother goes for a walk in the evening.
Bugün ninemin doğum günü.
- Today's my grandmother's birthday.
Ninem bu sabah mektubu yolladı.
- My grandmother posted the letter this morning.